18 Nisan 2015 Cumartesi

BEN OLMAK BAŞKA,ADAM OLMAK BAŞKA

BEN OLMAK BAŞKA,ADAM OLMAK BAŞKA
Hani derler ya,''akıl yaşta değil başta olurmuş''.İnsanların akıl yaşları farklı farklıdır. Tam da buna uygun bir yaşanmışlığımı paylaşmak istedim.
Öğretmenliğimin birinci ayı henüz dolmamıştı.Köyün,Haraba Mezrasında bir eve davet edilmiştim.Akşam yemeğinden sonra ,misafiri olduğum evin reisi Aziz Amca:Hocam,buyrun köy odasına gidelim.Sizin geldiğinizi duyan herkes bugün odada toplanmış ,haber gönderdiler,bizi bekliyorlarmış.
Toplanılan oda ,misafir olduğum evden yüz metre kadar uzaklıktaydı.Aziz Amcanın el feneri ile aydınlattığı toprak yoldan,komşu evine vardık.Uzanıp açtığı kapıdan beni buyur etti.Daha kapıdan adımımı atmıştım ki ,odada bulunan yaşlı genç hekes ayağa kalktı ve beni ayakta karşıladılar.Ben kendimi dehşetli bir utanç içinde hissettim.Aman Estafurullah yapmayın,dedimse de,bana gösterilen ve baş köşe diye tabir edilen yere varıp,oturuncaya kadar kimse oturmadı.Herkes yaş sırasından başlayarak,benimle merhabalaşıp,halhatır ettiler.Benim sergilediğim mahcup tavırmı hisseden(Hoş hissedilmeyecek gibi değildi).Hayatımda hiç bir yerde,hiç bu şekilde karşılanmamıştım.
Odada bulunan ve herkesten hürmet gördüğü anlaşılan,yaşlı ve uzun sakallı ki sonradan ahbap olacağım Ramazan Dayı bana dönerek:Hocam dedi,sanma ki biz senin yaşının önünde ayağa kalktık.Bizler İLMİN önünde ayağa kalktık.Sen bizim köye ilim irfan getirdin.Hem bebelerimize,hem de bizlere öğretmen olacaksın.Bebelerimizi okutacaksın,bizleri bilmediğimiz alanlarda aydınlatacaksın.
İşte o anda ben,hiç abartısız tam on yaş daha büyümüştüm.O uçarı,haşarı gençliğim yerini olgunluğa ve kamilliğe bıraktı.İşte ben,o akşam aldığım dersle kişiliğimimin eğitimciliğimin ağır yükünü omuzlamış oldum ve on yıllar boyunca ,hep pirensip sahibi bir insan,
sorumluluklarını bilen bir yurttaş ve iyi bir eğitimci olma gayreti içinde oldum.Geriye dönüp baktığımda pişmanlıklarım çok azdır.
MUSTAFA KURT

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder